EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED (ASS)

Sn. Edip Yüksel,

Konuya ilişkin son yazıyı kaleme alarak tamamlıyorum. Aslında, diğer iki bölümün meseleyi vuzuha kavuşturduğu ve EFENDİ kelimesinin eşitinin RABB olmadığının anlaşıldığını umuyorum.

BİRİNCİ BÖLÜM: http://tl.gd/l9l1cd

İKİNCİ BÖLÜM: http://tl.gd/l9u3jd

Buna rağmen, bu bölümde şu tivitinize istinaden ilâve açıklamalar yapacağım:

"MEVLA kelimesiyle karıştırıyorsun. Rabb-Abd ikilisinin Türkçesi: Efendi-Köle. Mealler seni yalanlıyor: 12:39-42"

Öncelikle, mealler beni yalanlamıyor (tekzip) bilakis teyit ediyor! "Yalanlama" kelimesini "yanlışlama" anlamında kullandığınızı biliyor ve gücenmiyorum! :)

Birinci ve ikinci bölümde söylediğim onca şeye rağmen, çok öz olarak şunu bir kere daha hatırlayalım:

EFENDİ kelimesi -bilindiği kadarıyla- dilimize Rumca'dan geçmiştir ve kendi semantiğinde bile ulûhiyet karşılığı yoktur! Yani, EFENDİ Rumca'da "tanrısallık" atfı için kullanılMAmıştır!

Bkz: http://www.nisanyansozluk.com/?k=efendi

Buna karşın, Akadça'dan, Aramca'dan İbranice'ye ve Arapça'ya yol aldığı düşünülen RABB'ın anlam listesinde SEYYİD (Efendi) bulunmaktadır!

Bkz: http://www.nisanyansozluk.com/?k=rab

Ayr. http://www.almaany.com/home.php?language=arabic&word;=الرب&cat_group=1⟨_name=عربي&type_word=2&dspl=0

Şimdi, sizin dikkat çektiğiniz Yusuf Sûresinin 39-42. âyetlerine ve çevirilerine gelebiliriz...

Önce, Yûsuf:42'e bakalım.

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?x=13&y=14&sure=12&ayet=42

Burada, Hz. Yûsuf (AS) hapishane arkaşının RABB'ine kendisinden bahsetmesini istiyor. Arkadışının RABB'i Mısır Melik'i. Yâni, bir heykel, güneş-ay gibi büyük semavi bir varlık veya görünmez-bilinmez aşkın bir "RABB" değil!! Bir insan!!

Böyle olduğu için, Meal sahipleri -anlaşılıyor ki- Hz. Yûsuf'un hapisten kurtulan arkadaşı ile "Rabbi" arasındaki irtibatın, efendi-köle veya Rabb-kul seçeneklerinden hangisine girdiği konusunda tereddüt yaşamışlar. Çünkü, Antik Mısır'da firavunların tanrılaştırıldığından emin olmalarına rağmen, meliklerin konumundan emin değiller! Bu yüzden, RABB'i Türkçe'ye EFENDİ olarak çevirmeyi tercih etmişler! Bu da demektir ki, Türkçe'de -benim söylediğim gibi- RABB-EFENDİ eşitliği yoktur! Yâni, baştan itibaren söylediğimi tekzip değil, bilakis teyit etmişler!

Diğer taraftan, Sn. Yüksel; sizi tebrik etmem lâzım! Siz, mealinizde direkt RABB olarak geçmişsiniz ki doğru olan da budur! Neden?!

Karşımızda, Yûsuf: 39-40. âyetlerin sunduğu açık bilgi varken, 42. âyetteki RABB'i konumlandırmakta ne Antik Mısır tarihine, ne de etimolojiye ihtiyaç duyarız!

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=12&ayet=39

Yusuf:39'daki "E ERBÂBUN MÜTEFERRİKÛN EM'İLLAH" sorusu ve mukayesesi Hz. Yusuf dönemi Mısır'ındaki çok tanrılı yapıyı zâten ortaya koymaktadır. Bu kesin bilgi üstüne bir de 42. âyette, Hz. Yusuf arkadaşının rabbinin Melik olduğunu ortaya koyunca Meal sahibi değerli hocalarımız RABB ile EFENDİ (Seyyid) arasında tercih zorluğu çekmemeleri gerekirdi!

Oysa, Yûsuf:25'deki SEYYİDEHÂ kelimesi de RABB-SEYYİD farkına işaret etmek sûretiyle onları doğru anlam ve çeviriye yönlendirmektedir!

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=12&ayet=25

Meal sahibi hocalarımız, burada da Aziz'in karısını temsil eden HÂ zamirinin tesiriyle SEYYİD için KOCA karşılığını seçmişler. Siz Sn. Yüksel, BEY demişsiniz! :)SEYYİD=EFENDİ ve BEY tercihinde bulunanların âyetin anlamını daha doğru ortaya koydukları kesin!

Sn. Yüksel; görüyoruz ki siz de aslında EFENDİ kelimesi hakkındaki görüşlerimi teyit etmiş oluyorsunuz. Sizin nazarınızda EFENDİ=RABB olsaydı Yusuf:42 çevirisinde diğer meal sahipleri EFENDİ'yi kullanırken siz RABB demezdiniz...

Bununla beraber, Meal sahiplerinin ciddi biçimde hataya düştüğü Yusuf:23. âyeti zikretmeden geçemeyeceğim!

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=12&ayet=23

"MA'AZALLAH!İNNEHÛ RABBÎ AHSENE MESVÂY" ibaresinde geçen RABB'in AZÎZ olduğunu zannetmişlerdir!

Tebrikler; sizin mealinizde bu yanlışlık yok! Fakat, RABB'in yanına EFENDİ diyerek parantez açmışsınız?! :)

İzninizle, daha söylenebilecek sayısız detay/nüans bulunduğunu vurgulayarak ama bunları geçerek sözü maddeler halinde bağlayalım...

1)Rumca kökenli EFENDİ, Türkçe'nin malı olmuştur! Bizim onu hangi anlamda kullandığımız belirleyicidir! Rabb anlamında kullandığımız vâki değildir! Arapça'dan bir karşılık arayacak olursak bulacağımız en yakın ve uygun kelime SEYYİD'tir!

2)EFENDİ'nin kök dildeki mânâları içinde de ulûhiyet vurgusu yoktur!

3)Kurân, Arap dilinin en eski ve sistemli kaynağı olarak RABB ile SEYYİD'i kesin biçimde birbirinden ayırmıştır!

4) Meal hazırlayanların RABB için Türkçe karşılık aramaları yanlıştır! Çünkü, Rabb kelimesi Türklerin İslâm'ı kabulünden beri Türkçe'ye mâlolmuştur!

5) RABB-ABDün etkileşimi RUBUBİYET-UBUDİYET içerir! Yâni, Tanrı-Kul ilişkisidir! Efendi (Sahip)-Köle ilişkisi değildir! Bununla beraber, ABD'ın yerine göre KÖLE yerine göre KUL anlamı taşıdığı açıktır!

6) Sevip saydıklarımıza hürmeten ve muhabbetle, hele hele ÂLEMLERE RAHMET SON NEBÎ'ye aşkla, EFENDİ-EFENDİMİZ demekte zerre kadar beis yoktur! Çünkü, SEYYİDİMİZ demiş oluyoruz!

7) Şu anda aklıma gelmeyen ve fakat kelimelere ŞİRK cenahından hassasiyet gösterenlerin bildiği ve yanlış gördüğü başka övgü ve hitap ifadeleri varsa, onlar da önce EDEBÎ SANAT ve MECAZ değeriyle tartılmalıdır!

8) Unutmayalım ki, resmin ve heykelin yasak olduğu İslâm geleneğinde, hayata renk veren hâkim unsur DİN olunca, edebiyatın ve sanatın mecrası da dîne endekslidir! Peygamber Efendimiz için yazılmış NAATLAR başta bir çok edebî metnin varlığına bir de bu gözle bakılmalıdır!

Sn. Yüksel, sözümü böylece tamamlıyorum! Sizden, kısa veya uzun bir feedback alırsam memnun olurum!

Selam,

N_S
www.kuranizeka.com




Reply · Report Post