Kurân, Jurassic Park Değildir


Bir Facebook https://www.facebook.com/AteistlereCevap/posts/1786851268003086?comment_id=1787175704637309 hesabındaki tartışmaya yazdığım cevaptır:
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aytekin Köse Sn. Köse, teolojik alt yapınız (özellikle İslam teolojisi) bulunmadığı anlaşılıyor. Ateolojik bir üst yapınız bulunduğu görünüyor. Ancak, ateoloji bir akademik disiplin değildir. Bir felsefî disiplin de değildir. Ateoloji deyişim kafiye tutsun diyedir. Zira, böyle bir -LOJİ yoktur. Netice olarak, DİSİPLİNSİZ sual etmek ve böyle suallerde/suallerle "düşünüyorum öyleyse varım ve hatta haklıyım" diyebilmek konforu PSİKOLOJİK bir konfordur; ilmî değildir. Bu konforun içinde var sanılan/sayılan MANTIK ise SAFSATADIR. Safsata kılavuzuna bakılırsa, SUAL şeklinde ortaya konulan bu nevi mantıksal önermelerin ne türde mantıksızlık içerdiği kolayca anlaşılır. Meselâ, Kurân'da DİNOZOR aradığınızı ve bulamadığınızı söylüyorsunuz. [1] İlk soru, Kurân'da neden dinozor arıyorsunuz?! Kutsal kitapların ve de sonuncu mesaj olan Kurân'ın ASIL-TEMEL gönderiliş maksadı DİNOZORLAR hakkında malumat vermek midir?! [2] Elbette değildir. Bunu siz de biliyorsunuz. Kurân'daki BAL ARISI-KARINCA-ÖRÜMCEK surelerinin İNZALİNDEKİ TEMEL/İLK/ASIL MAKSAT-HEDEF de insektoloji yapmak değildir. TEOLOJİ, ilk olarak ASIL-İLK MAKSATLA ilgilenir. Ancak, bilim okurlarının Kurân teolojisinden DİN dışında/yanında BİLİM beklentileri varsa, bu anlaşılır bir şeydir. Fakat bu, ateistik değil teistik olmalıdır. Yani, kimliğiniz ateist olabilir ve fakat metodunuz teolojik olmalıdır. Yoksa, Kurân ve diğer kutsal kitaplar, JURASSIC WORLD/PARK izleyecilerinin, ardından ilk bakacakları kitaplar değildir. [3] Bir non-teistin Kurân’da DİNOZOR aramasındaki tutarsızlığı bir de şöyle anlatayım. Bal arısı/örümcek/karınca gibi böcek türleri en eski devirlerden zamanımıza kadar herkesin bildiği ve hatta sembolik anlamlar yüklediği canlı türleridir. DİNOZOR türü ise görece varlığından yeni haberdar olduğumuz ve soyu tükenmiş bir türdür. Bildiğim kadarıyla, bilimsel diyebileceğimiz ilk dinozor araştırmaları 18. yüzyılda başlar. Dinozor kavramı ise 19. yüzyılın ortasında netleşir. Fosil çalışmaları ise 20. yüzyılda gelişim gösterir. Dolayısıyla, siz Kurân’ın nâzil olduğu 7. yüzyılla 19. yüzyıl arasında yaşıyor olsaydınız; dinozorun derdine düşmeyecek ve Kurân’ı imtihan etmek için böyle bir sual üretmeyi hayal dahi edemeyecektiniz?! O tarih aralığında başka bir soru icat etmeniz gerekecekti. Mesela, şöyle diyecektiniz: “Kurân’da bal arısı/karınca/örümcek sureleri var da niye KELEBEK Suresi yok?!” … Ki bu sual “niye dinozor yok” demekten görece daha makuldür. Tabii, cevap bellidir: “Temel maksat İNSEKTOLOJİ değildir de ondan!” [4] İşte, bu cevaptan sonra şu HAKLI sual gelmelidir ve bu sual ve de cevabı TEOLOJİDİR. “Maksat, insektoloji değilse, 3 sûreye isim olacak derecede bu 3 böcek türü neden öne çıkartılmıştır?!” İşte, buradan itibaren hem teoloji başlar hem de bilime bakan işaretler varsa buradan itibaren analiz edilir. Buna BİLİMSEL TEFSİR diyoruz. Hülasa, YOKLAR üzerinden analiz yapılmaz; VARLAR üzerinden analiz yapılır. [5] Şimdi, boyut değiştirelim ve sizin şu DİNOZOR sualinize bir başka pencereden bakalım… Kurân’da dinozor arıyor ama bulamadığınızı söylüyorsunuz. Arayan sizsiniz; bulamayan da siz…?! Kurân’da DİNOZORU nasıl aradınız ve nasıl bulamadınız; bunu bize de gösterir misiniz?! Terim olarak ancak 1841’de kullanılmaya başlamış Dinosauria şeklinde mi aradınız?! Şöyle netleştireyim suali… Kurân, eğer dinozorlardan bahsediyorsa ve fakat dinozorların bilindiği 20-21. Yüzyıla değil de 7. Yüzyıla nazil olduğuna göre, dinozorlardan nasıl bahsediyor olmalıdır sizce…?! Dinozor diye mi…?! Şimdi siz “dinozor bulamadım” diyerek Kurân’ı imtihan etmeye kalkıyorsunuz ya, aradığınız şeyi bulmuş olsaydınız bu durum nazil olduğu dönem insanları/muhataplar için bir sorun olmaz mıydı?! Bugün Kurân’da dinozor arayan sizin o devirdeki atalarınız bu defa “böyle anlaşılmaz şey” niye var diye şikayet ediyor olmayacaklar mıydı?! [6] Demek ki mevzuya çok yönlü ve özellikle TEOLOJİK DİSİPLİN dairesinde bakmak durumundayız. Bu, disipliner bir şarttır. Benim müslüman, sizin ateist ya da agnostik olmanızla ilgili değildir. Kutsal metinlerin kendilerine özgü bir dilleri/anlatım/mesaj teknikleri vardır. Kurân Arapçadır; ama Kurân’a mahsus bir Arapçadır. Arapça bile Kurân’dan önce ve Kurân’dan sonra diye iki ayrılır. [8] Haa! “Burası sosyal medya/sanal dünya, burada disipliner olmak şartımız yok. Al takke; ver külah/laf ola-beri gele seviyesinde kelam etmek yeterlidir bize” diyorsanız; baştan itibaren yazdıklarımı yok sayabilirsiniz. Ya da VAR sayıp, mevzuya daha derin bakmayı deneyebilirsiniz?! [9] Kurân, 114 bölüme ayrılmış 6236 cümle/cümleciktir. Eğer, Kurân’da KÜLLÜ ŞEY’i arıyorsak, KÜLLÜ ŞEY’i bilen ve yaratanın, KÜLLÜ ŞEY’i 6236 âyete nasıl ZİPlemiş olabileceğine dair bir MODEL üzerinde TEO-KRİPTO-LENGÜİSTİK düşünmek icap eder. Aksi takdirde, KÜLLÜ ŞEY’in beyan edilebilmesi için gökten bir KİTAP değil, bir KÜTÜPHANE inmesi icap ederdi…?!

Bülend Sungur // 1 Mart 2018

Reply · Report Post