Biraz FIKIH...


Facebook'ta rast geldiğim bir analiz üzerine itiraz eden yorumcuya Kurânî nüanslara işaret eden bir cevap yazdım. Kıymetini bilemedi. Öz güven lâzımdır; zıttı olan aşağılık kompleksi perişanlıktır. Ancak, biz özümüze/kendimize güveniyoruz diye, muhataplarımızın gerçek seviyelerini görmeden/bilmeden ve anlamaya çalışmadan kelam etmek/kalem oynatmak neyin alâmetidir acaba?! Sonuçta, muhatap kişi hakikati başına taç etmek yerine, bir kaya parçası gibi uçurumdan yuvarlamayı tercih etti. Gerek altında görüş belirttiğim o analiz, gerek muhatap kişinin yazdıklarını bir kenara bırakarak, kendi satırlarımı paylaşıyorum. Mevzunun çerçevesini anlamaya bizim satırlarımız yeterli olacaktır.

[1] Nisa:23'de evlenmek HARAM olanlar hukuk tabiriyle TADAD edilmiştir. Ancak, ÇOCUK kavramının bu âyette yer almayışı, evlenme çağının Nisa:6'da düzenlenmesi fevkalade hikmetlidir. Zira, çocukluğun bitişi ERGENLİK ile, evlenme çağı ise RÜŞD ile gelir. Dolayısıyla, Nisa:23'de yer alan haram listesinde ÇOCUK denilerek geçilseydi, bu bir yığın ihtilafı beraberinde getirirdi. İLAHİ İLİM, şaşmaz/yanılmaz biçimde buna göre evlenme çağını Nisa:6'da düzenlemesine rağmen yine de Hz. Aişe validemizin evlendiği yaş konusundan başlayarak çocuk yaşta evliliğe açık ya da örtülü ruhsat veren bir "fıkıh" üretebilmişizdir?! "Ağlayın su yükselsin; belki kurtulur gemi!" Atıfta bulunduğum Nisa:6'yı bile eksik ya da yanlış anlayabilmişizdir?! Âyetteki NİKAH sözcüğü EVLİLİK ÇAĞI diye anlaşılmıştır. Hayır; kök anlamıyla bu evlilik için gerekli olan cinsel gelişim çağını, yani ERGENLİĞİ karşılamaktadır. İlgili âyet, yetimlerin kendi servetlerini yönetebilmeleri için bir de RÜŞD aramaktadır. Servet yönetimi için dahi RÜŞD gerekli ise EVLİLİK kararı almak ve eşini seçmek ve bunu UKDET'ün NİKAH ile (Nikah Akdi) kayıtlamak için RÜŞD'ün şart olacağı açıktır. Sözün özü ÇOCUK kavramı müphem/muğlak bir kavramdır ve Nisa:23'de sayılmamış olması bundandır. Zira, büluğa ermeden (Nikah) REŞİT olabilen yüksek zekalı çocuklar vardır. Bırakınız büluğa ermeyi yaşı 50 olsa bile zihinsel gelişimi 6 yaş seviyesinde kaldığı için asla REŞİT olamayacak özürlü insanlar da vardır. Bu iki istisnai kutup arasındaki insanların ekseriyeti için büluğu (Nikah) tespit -biyolojik/fizyolojik olduğu için- kolaydır. Ancak, rüştü tespit izafidir. Evrensel yazılı hukuk, rüşt yaşı olarak 18'de ittifak etmiş gibidir. Fakat, son yıllarda tıbbi görüntü teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak beyin üzerinde yapılan araştırmalar, yazılı hukukun ve genel kabullerin aksine 18'i bile RÜŞT için yeterli görmeye şüpheyle bakmaktadır. Özetle, insanının biyolojik/fizyolojik/psikolojik gelişim çağlarının nerede başlayıp nerede bittiği/biteceği konusunda bile rivayetler bu kadar muhtelifken, Kurân'ın Nisa: 26'daki listeye bir kelimeyle ÇOCUK diyerek ekleme yapMAmış olması fevkalede hikmetlidir. Bunun yerine, icap eden düzenleme Nisa:6'da servet yönetimi üzerinden tesis edilmiştir. Evlilik bir akittir; servet yönetiminde nice akitler yapmak icap ettiğine göre, bunun için aranan RÜŞD şartının evlilik için de aranması gerekeceği doğal olarak açıktır. Selam...

[2] Bu paylaşım altında, Emir Abdulkadir isimli hesapla aramızda fuzuli bir münakaşa geçti. Fuzuli olduğu için kendisine verdiğim birçok cevabı da sonradan sildim. Ancak, benim analizim burada duruyor. Münakaşaya sebep olan s.d.k yarışı beklentisi, beni muhataba -onun istediği zamanda- cevap vermekten ve bizzat ona/onu muhatap almaya devam ederek cevap vermekten alıkoydu. Çünkü, bazı zevata laf anlatmaktansa deveye hendek atlatmak evlâdır. Bunlarla uğraşamayız. Bununla beraber, şimdi ya da gelecekte yazdıklarımı okuyanlar ve Emir Abdulkadir'in ÇOK BİLMİŞ itirazını MAKUL zannedenler ve bizim böyle bir itiraz karşısında ne cevap vereceğimizi merak edenler olacaktır. Sanal dünyada/sosyal medyada, katıldıkları her sohbeti s.d.k yarışına çevirme heveslisi kifayetsiz muhterislere değil ve fakat muhlisane talibi ilim olan muhterem insanların muhtemel beklentilerine cevap olarak şunları eklemek isterim. Madde madde ilerleyeyim... [1] Altında görüş beyan ettiğimiz sayfa/hesap sahibinin paylaşımı, sahih hadislerin içinde zayıf hatta uydurma şeylerin olabileceğini Zina-RECM örneği üzerinden işliyor. Emir Abdulkadir ise, hesap sahibinin bu analizine göre/analizdeki mantığa göre, ÇOCUK NİKAHININ Kurân’da , Nisa:23’deki evlenilmesi yasak olanlar listesinde yer almadığı için CAİZ görülebileceği bir sonucu getireceğini iddia ediyor. Yani, diyor ki Kurân dışı kaynaklardaki RECMİ, sadece Kurân diyerek dışlarsanız; sadece Kurân demek sizi çocuk yaşta nikahın cevazına götürür. Burada bendeniz devreye giriyorum ve Nisa:6’ya dair görüşlerimi beyan ediyorum. Emir Abdulkadir ise AKİTLERE dair umumi kaideye KIYASEN Nisa:6’dan çocuk yaşta nikah akdine yasak üretilemeyeceğini iddia ediyor. Neden KIYAS yapamıyoruz; buna mani nedir; fıkhî/hukukî bir izah getirmiyor. [2] Kurân’daki bir âyetin (Nisa:23) ortaya koyduğu açık yasak listesine, üstelik aynı suredeki bir başka âyetle (Nisa:6) KIYASEN açıklık getiremeyeceğimizi iddia eder gördüğüm E. Abdulkadir’in, Kurân’da zinaya ve ona ilişkin RECM içermeyen düzenlemeye, Kurân dışından, üstelik ÖLDÜRÜCÜ mahiyette bir ceza tayin edilebileceğini HÜKMEN yeterli görmesi, AKLEN-İLMEN-HUKUKEN anlaşılabilir şey değildir. Buradaki garabeti bir de şöyle izah edeyim. Eğer, Kurân zina için RECM cezasını açık biçimde düzenleseydi de, hadisler bunu tahfif eden sopa cezasını getiriyor olsaydı; bu tavzih aklen/ilmen/hukuken anlaşılır olacaktı. Çünkü, çok ağır RECM cezasının, Rasulullah diliyle ve Kurân’ın tefsiri sadedinde hangi istisnalar ölçeğinde tahfif edildiğini öğreniyor olabilirdik. Fakat, durum tam tersidir. Mesele, aslında çok nettir! Yasayla düzenlemediğiniz/getirmediğiniz İDAM cezasını, yönetmelikle düzenlemeyemezsiniz/getiremezsiniz! Bunun lamı cimi, sağı solu yoktur. Buna mukabil, yasayla düzenlediğiniz iki şey arasında (Nisa:23 ve Nisa:6) kıyasen içtihat edebilirsiniz. Hele, bu "YASA" ilahi ilmin ve iradenin şaşmaz/eksiksiz/mucize tezahür ve tecellisi olan KURÂN ise… [3] Bütün, bu söylediklerimi iki kısım insan anlamakta güçlük çeker. Birinci grup, İLİM denilince s.d.k yarışından başka şey anlamayanlar ve ilim yolunu nefislerinin paspası kılanlar… İkinci grup ise, bütün samimiyetlerine rağmen bu ağır mevzularda, yeterli altyapısı bulunmadığı için kavrama güçlüğü çekenler… İşte, bu ikinci grup için, hassasiyet göstererek ve onlara saygı duyarak bu üçüncü maddeyi ekliyorum ve diyorum ki… E. Abdulkadir kafasında olanlara soralım… [1/3] Onlara göre Kurân’dan KIYASEN çocuk nikahına yasak çıkmıyorsa; hadis külliyatına müracaat ettiklerinde Hz. Aişe’nin izdivaç yaşı merkezli rivayetleri esas alarak çocuk yaştakilerin nikahını caiz mi görüyorlar?! YANİ, hadisler Kurân’ın düzenlemediği RECM’i bir cezai müeyyide olarak düzenlerken; KURÂN’DA ÇOCUK NİKAHINI YASAKLAYAN BİR MADDE YOK dediğiniz noktada, yine hadisler devreye giriyor ve ÇOCUK NİKAHI vardır mı diyor?! [2/3] Bu söylediğim daha fazla netleşsin diye, bir başka soru daha ekliyorum. Kurân’da erkeğin erkekle, kadının kadınla NİKAH (evlilik akdi) yapmasına mani AÇIK bir hüküm var mıdır? Açık olarak yoktur. Hadis literatüründe bu konuyu düzenleyen bir hüküm var mıdır?! Ben bugüne kadar rast gelmedim. Hani, Kurân düzenlemiyor ama hadisler düzenlemiş diyebileceğimiz türden…?! Şimdi diyecekler ki; tamam da Lut kavminin sapkınlığına dair âyetler, Kurân’ın bunu yasakladığını anlamamız için yeterli değil midir?! Tabii, benim için yeterli… Ancak, E. Abdulkadir gibiler için yeter değil… Neden, çünkü onların mantığına göre Nisa:23 evlenilmesi yasaklananlar listesinde ÇOCUKLARA yer vermediği gibi, erkeklerin erkeklerle, kadınların kadınlara nikah akdi kıyamayacaklarını AÇIK BİÇİMDE düzenlememiştir… Bu çok açık izahıma rağmen, bin bir dereden su getirerek ve ÇOCUK NİKAHI noktasındaki mantık hatalarını unutarak mevzuyu Lut kavminin sapkınlık âyetlerine bağlamaya çalışacakları muhtemeldir. Zira başka çareleri yoktur. Ancak, o âyetlerde erkeklerin erkeklerle ahlaksızlığı anlatılmaktadır. Peki, ya kadınların kadınlarla nikahına dair yasak konulması hususu ne olacak?! Âyette yok; hadis literatüründe yok; caiz midir diyecekler?! Bilmem anlatabildim mi?! [4] Son olarak, bendeniz hadis külliyatını yok sayan/hiçe sayan görüşe sıcak bakmıyorum. Bununla beraber, sahih etiketli rivayetler karşısında onları âyetler seviyesinde delil sayan görüşü de onaylamıyorum. Selam…

Ref. https://www.facebook.com/AteistlereCevap/posts/1711614005526813?comment_id=1712077175480496

Reply · Report Post