Sunuculuk kariyerimin sonu ve jübilem hakkında açıklama...


Selamlar arkadaşlar,

Öncelikle bunun, bugüne kadar yazdıklarım arasında en zor yazı olacağını söyleyebilirim. Son 5 seneme damga vurmuş, benim biraz daha ben olmamı sağlamış bir rolü geride bırakmak hiç ama hiç kolay olmayacak ama ne yaparsınız, hayata devam etmek gerekiyor...

Özet geç: League of Legends sunuculuk kariyerim Rift Rivals sırasında Glandal ile sunacağımız son bir jübile maçı ile sona erecek.

Hala okumaya devam ediyorsanız da size biraz dünden bugüne neler oldu, neler yaşadık, paylaştık anlatmak isterim.

Aslında her şey, ilk iş görüşmemde Hasan Çolakoğlu ile aramızdaki bir diyalog ile başladı. Maç anlatmak istediğimi, bu konuda oldukça hevesli olduğumu belirttikten sonra GameX sırasında gerçekleşecek 1. Ulusal League of Legends turnuvasında, sağ olsun Akay Taşkıntuna'nın yerini bana bırakmasıyla maceram başladı. Hiç unutmam turnuva devam ederken o kadar gaza gelmiş, gırtlağımı patlatmıştım ki bir noktadan sonra her maç arasında pastil kullanmak zorunda kalmıştım. Peki değdi mi? Hem de sonuna kadar! Zira sonraki yaklaşık 5 senede hayatımın odağı haline gelecek bir rolüm, ünvanım olmuştu.

Bu noktada önemli bir parantez açmak isterim çünkü iyi olmanın bazı şartları var: Kendinizi geliştirmeniz, çok ama çok çalışmanız, destek almanız, kitlenizi tanımanız vs. vs. ama en önemlisi de iyi bir takım arkadaşına sahip olmanız gerekiyor. Uğur Ülger olmasaydı bugün bunları aynı şekilde yazabilir miydim, hiç ama hiç emin değilim. Ne kadar teşekkür etsem az olur, Glandak, Gandalf ve taktığım diğer bütün garip isimlere rağmen yine de Glandal :)

O günlerden bugüne artık hatırlayamadığım sayıda maç, turnuva, final, uluslararası organizasyonda kah heyecanlandık, kah üzüldük ama hep aynı dili konuştuk, hep birbirimizi anladık. Bazen #afk olduk bazen o kadar güldük ki başımıza bir iş gelir mi diye korktuk. Çok huyum değişmiştir, çok alışkanlığımı geride bırakmışımdır ama baki olan tek şey var, o da sizleri dinlemekten asla vazgeçmedim. Siz de fark etmişsinizdir, sunumlar sırasında gözüm hafif sola, sağa doğru kayar dururdu. Orada sizler vardınız hep, bir ekrandan, sohbet kutusundan, iletiden bana seslenen, yönlendiren daha iyi olmam için bana güç veren sizler. Üzerimde çok emek vardır, çok insan daha iyi olabilmem için çabalamıştır ama sizler kadar asla kimse çabaladı. Tüm bu üzerimdeki emekleriniz için ne kadar teşekkür etsem azdır. Beraber az fotoğraf çektirmedik, muhabbet etmedik, beyin fırtınası yapmadık, tartışmadık ya da hem fikir olmadık... Günün sonunda söylemekten vazgeçmediğim bir şey var, o da "Sihirdarlar OP!".

Unutamadığım bir kaç enstantane, ilk dünya şampiyonası yayını(2012'de yaklaşık 300 kişilik bir kitleye anlattığımız), BJK-INTZ serisi, DP'nin namağlup Wildcard serisi, Fab'ın 5'te5'inde kendimizden geçişimiz, Alikante ile mavi ekran sınavımız, Regarnur ile sunduğumuz ilk LCS serisi(ve tabii ki sOAZ hayranlığı), Küçükçiftlik'teki final öncesi Iron Maiden konserinde aman da sesime bir şey olmasın diye tek bir şarkıya eşlik edemeyişim, bariyeri olmasına rağmen Şükrü ile bir türlü yemleyemeyen Ferit ve Lethilion'ın oynadığı herhangi bir maç(kaçabileceğini düşünmüyordun di mi :)). Hazır konu profesyonel arkadaşlardan açılmışken, onlar için de iki kelam etmezsem ayıp olur. Biz sunuculardan belki de hak etmedikleri kadar övgü veya yargı aldıkları dönemler olmuştur ama hep hoş gördüler, bunun şovun bir parçası olduğunu bildiler ve asla kişiselliğe dökmediler. Genç yaşlarda bu arenada boy göstermelerine rağmen bu olgunluğa sahip oldukları ve özellikle şahsıma sabrettikleri için onlara da kocaman teşekkürler!

Peki Jhonnie şimdi ne yapacak? Riot Games bünyesindeki asıl işimin sunuculuk olmadığını belirtmekte fayda var. Hem birçok projenin içindeyim, hem de topluluk yöneticisi olarak farklı bir rolüm bulunmakta. Yani sizlere bir şekilde ulaşmaya devam edeceğim ama bunu ekranlardan doğrudan değil de biraz daha dolaylı bir şekilde yapacağım. Ayrıca planlarımın arasında yeni bir eve çıktığımda yayın açmak da var. Zaten emin olun sizlerden o kadar da uzak kalamam, ara ara görüşmeye devam ederiz :) Ayrıca ne kadar tutkulu bir espor izleyicisi olduğumu eklememe gerek yok diye tahmin ediyorum, tribünlerde yine beraberiz!

Her şeyin bir sonu olduğu gibi bu yazının da olmalı. Başta Erdinç İyikul ve Uğur Ülger olmak üzere bu serüvende beraber yürüdüğümüz espor ekibimize, Kürşad Demirer, Burak Aydoğan, Hasan Çolakoğlu, Bora Koçyiğit, Anıl Çelik, Tolgay Karabulut, Mert Eraslan'a ve tüm yayın&sunucu ekibindeki arkadaşlarıma, yine ve yine sizlere hayatımdaki en güzel hikayeye eşlik ettiğiniz için sonsuz teşekkürler!

Bitirmeden önce şunu da belirtmek lazım: her son bir başlangıçtır. Bunu asla unutmayalım :)

- Jhonnie out!

Reply · Report Post