HNOzgen

NeÅŸe Özgen · @HNOzgen

22nd Apr 2016 from TwitLonger

CumhurbaÅŸkanı’na açtığım davanın gerekçesi:- Prof. Dr. H. NeÅŸe Özgen



22 Nisan 2016.


ErdoÄŸan’a, Akademisyenler Bildirisi’ni imzalayan akademisyen ve araÅŸtırmacılara ve destekleyenlerin tümüne yönelik olan ve tekrarından hicap duyduÄŸum hakaretleri nedeniyle, tazminat davası açtım.

Ülkemizin savaÅŸlaÅŸtırılmasının, Türkiye’nin geleceÄŸinin karartılmasının sonuçlarını büyük bir üzüntüyle görerek imzaladığım bildiri, bu gidiÅŸin sonlandırılmasına yönelik önemli bir çaÄŸrıdır ve akademisyen sorumluluÄŸunu taşımaktadır.

Bildirinin yayınlanmasını takip eden günlerde, o bildirinin uyarısının yerine getirilmemiÅŸ olmasının acısını, yine onlarca insanın kaybıyla bir kez daha idrak ettik.


Bildirinin Erdoğan tarafından anlamlandırmasına gelince:


CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın bildirinin imzacılarına yönelik hakaret ve suçlamaları, asılsız ve hedef gösteren aÅŸağılamaları ne yazık ki hemen yerini bulmuÅŸ ve öyle ki organize suç örgütü liderliÄŸinden hükümlü bir mafya lideri, kendisinden cesaretle meydanlarda ‘Kanımızda banyo yapacağını, oluk oluk kanımızı akıtacağını’ ilan edebilmiÅŸ; basın ilan kurumu geliriyle yaÅŸayan ilan gazeteleri de dahil pek çok yerde akademisyenlerin isimleri aÄŸza alınmayacak ancak CumhurbaÅŸkanı’nın ifadelerinin tekrarı olan sözlerle yayınlanmış; açık fotoÄŸraf ve adresleri verilerek çeÅŸitli kentlerde linç çeteleri kışkırtılmış; açıkça insan haklarımız zedelenmiÅŸ, düÅŸünce, ifade ve yaÅŸama hakkımız tehdit altına girmiÅŸtir.

Sadece imza atanlar deÄŸil, bu bildiriyi hıfzen ve lafzen destekleyen ve sayıları on binleri aÅŸan kiÅŸi, kurum, kuruluÅŸ ve platformların tamamı, CumhurbaÅŸkanı’nın makamıyla yaraÅŸmayan hakaretleriyle karşı karşıya kalmış; dahası bazı suç odakları ve çıkar çevrelerinde de akademisyenlerin akademik ve insan onuruna, niteliklerine ve mesleklerine hakaret etmede serbest oldukları, hatta CumhurbaÅŸkanlığı makamı tarafından korundukları izlenimi uyanmıştır.

ErdoÄŸan’ın çeÅŸitli medya yayınlarında açıkça ve defalarca dile getirdiÄŸi hakaret ve aÅŸağılamalar kiÅŸisel ve akademik olarak asla kabul etmeyeceÄŸim hatta insan varlıklarının bir tekine dahi uygun görmeyeceÄŸim ifadelerdir:
“Alçak”, “zalim”, kapkaranlık”, “cahil”, tiksinti verici”, “vatan haini”, “lümpen”, “terör örgütünün maÅŸası”, “ahlaksız”, “mandacı artığı”, “ruhu kirlenmiÅŸ” gibi kiÅŸilik haklarımı ihlal eden, akademik kimliÄŸimi aÅŸağılayan bu ibareleri, ifadeleri; Türkiye Cumhuriyeti’nin CumhurbaÅŸkanlığı görevini benim adıma yürütmekte olan bir CumhurbaÅŸkanı’nın aÄŸzından duymayı da kabullenmeyeceÄŸim.

Yurtiçi ve yurtdışında saygın ve öncü akademik çalışmalarda bulunmuÅŸ;
Bilim alanında defalarca kendini akademik olarak kanıtlamış;
Dekanlık ve bölüm baÅŸkanlığı görevlerini yapmış, sosyal bilimler alanında çeÅŸitli öncü çalışmalar gerçekleÅŸtirmiÅŸ, onlarca öÄŸrenci yetiÅŸtirmiÅŸ ve genç bilim insanı yetiÅŸtirme kariyerinde önemli adımlar atmış;
Yurtiçi ve yurtdışı araÅŸtırmaları bizzat yürütmüÅŸ, ulusal ve uluslararası seçkin üniversite ve araÅŸtırma kurumlarında öÄŸretim üyeliÄŸi yapmış,
TÜBÄ°TAK, TÜBA, GAP-BKÄ°’de yıllarca çalışmış,
Hatta COST (European Council of Science and Technology)’de TÜBÄ°TAK adına yıllarca ülkesini temsil etmiÅŸ,
Hatta halen de Türkiye’nin COST Projelerinde Seçici Kurul üyesi nadir sosyal bilimcilerden birisi olarak;
Hatta Türkiye’nin sınırlarının AB Uyumu kapsamında gerçekleÅŸtirdiÄŸi Ä°çiÅŸleri Bakanlığı Projesinde (2010), sınır meselesini emanet ettiÄŸi uzmanlardan olarak,
EmekliliÄŸimi takiben Türkiye’nin iki seçkin üniversitesinde, MSGSÜ ve Galatasaray Üniversitesi’nde doktora derslerini ve araÅŸtırmalarını yürütmekte olan bir bilim insanı olarak,
KiÅŸiliÄŸime ve akademik onuruma yönelik bu kelimeleri uygunsuz, kabul edilemez ve kendi mevkiiyle de yakışıksız buluyorum.

Bildirimiz bir gerçekliÄŸi hatırlatmakta ve devleti göreve çağırmaktadır: Ä°çeriÄŸi siyasi deÄŸil aksine etik bir çaÄŸrıdır: Hükümete ve devlete demokrasi ortamının tesis edilmesindeki sorumluluÄŸunu hatırlatan ve barışı çağıran bir bildirinin; bizzat CumhurbaÅŸkanı tarafından çeÅŸitli hakaretlerle hedef gösterilmesi kabul edilemez bir durumdur.

Ancak maalesef bu hakaretleri ve açık aÅŸağılamaları takiben ErdoÄŸan’ın hedef haline getirdiÄŸi bizlere yönelik çok ciddi ve modern devlet hukukunda akla gelmeyecek, aÄŸza alınmayacak bir dizi saldırı baÅŸlatılmış; öÄŸretim elemanları, araÅŸtırmacılar Yargıtay’a verilen sözlü emrin ardından kendi kentlerinde soluk alamaz hale getirilmiÅŸ, emir telakki eden üniversite idari makamlarınca akıl almaz hukuksuzluklar uydurularak baskı yapılmış, öÄŸretim üyelerinin iÅŸlerine son verilmiÅŸ, cinayet ÅŸebekeleri sokaklarda, TVlerde insan avına çıkmıştır. Nihayetinde neden ve nasıl suçlandıkları henüz savcılık tarafından izah edilemeyen bir ÅŸekilde, aramızdan dört arkadaşımız da tutuklanarak cezaevine yollanmıştır. Tamamı nitelikli ve saygın bilim insanlarıdır ve kendilerine isnat edilen ‘Kaçma Åžüphesinin bulunması’ ibaresi, deÄŸil adalet, espri ile dahi anılmayacak kadar hukuk dışıdır.

Pek çokları gibi ben de, bu hakaretlerden cesaret alan kimi gizli/açık sosyal hesaplar tarafından da tehdit edildim, adresim gösterilerek hedef haline getirildim. Ä°ftiraya maruz kaldım. ErdoÄŸan’ın tebliÄŸleri sayesinde onurum ve hatta can güvenliÄŸim dahi tehdit edilebildi.

CumhurbaÅŸkanı’nın iÅŸgal ettiÄŸi mevkiinin gereklerini unutarak kiÅŸisel yargısıyla sarf ettiÄŸi sözlerden ve bunun ardından gelen linç kültürünün oluÅŸmasından bağımsız olması kabul edilemez bir durumdur. TC yasaları herkes için olduÄŸu kadar kendisi için de uygulanır ve uygulanmalıdır da.

Bilim insanı ve araÅŸtırmacı olarak insanların kendi eÅŸitlik ve özgürlük tahayyüllerini her zaman özgürce dile getirmesinden yana oldum. Bu özgürlüÄŸün, iktidarın herhangi bir makamı tarafından zedelenmemesi için de, akademinin ve bilimin savunucusu oldum. Recep Tayyip ErdoÄŸan, bir süreliÄŸine bulunduÄŸu makamın gereklerini kendi kiÅŸisel nefreti ve hissiyatıyla kullanarak, ne yazık ki, Türkiye’yi etkileyen bir sürece bizlerin-benim yaÅŸam haklarımıza saldırmaya kadar giden bir sürece yol açmış, bu yoldaki hakaretlere de vesile olmuÅŸtur.

Bırakın seçkin ve saygın bir bilim insanına yöneltmeyi, akademisi ve onuru üzerine hakaret etmeyi; TC vatandaÅŸlarının hiçbirisine ErdoÄŸan’ın CumhurbaÅŸkanı olarak bu sözleri söylemesi, insan aÅŸağılaması görevleri arasında deÄŸildir. CumhurbaÅŸkanının görevleri arasında vatandaÅŸlarına ifade özgürlüÄŸünü kısıtlayıcı/ yok edici suçlamalar yöneltmek ve mahkemelere sözlü emirler vermek de bulunmaz.

Anayasamız ve uygun kanunlar CumhurbaÅŸkanına kürsü dokunulmazlığı vermez. Aksine CumhurbaÅŸkanı statüsünün sorumluluÄŸu vardır.

Kendisine ‘Vatana ihanet’ dışında ceza davası açılamaması; hakaretleri ve hedef göstermeleri nedeniyle tazminat davası açılamayacağı anlamına gelmez. Kendisine yönelik davamı bu hakaretleri ve sözleri nedeniyle açıyorum.

Reply · Report Post