HNOzgen

Neşe Özgen · @HNOzgen

29th Feb 2016 from TwitLonger

#Amed #Diyarbakır #Diyarbeqir #Sur izlenimleri


20 yıldır bu şehre gider gelirim. Bazen geçmek için, bazen uzun/)kısa süreli kalmak için. Şimdi yazacağımgözlemlerin önemli olduğunu düşündüğüm için, sizinle paylaşmak istedim:

Diyarbakır/Amed/Diyabeqir
Tuhaf bir abluka kentin her yanını örüyor. Kimsenin yüzünde bir tek ışık kalmamış. Zira Diyarbakır bizim/sizin bildiğiniz gibi bir kent değil: çevresini biliyor, çevresinden bilgi alıyor ve çevresinin ekonomisiyle yürüyor.

Daha ne diyeyim: Diyarbakır gerçek anlamda eski bir ortaçağ kent bilgisini hala taşıyabiliyor: Kim nereden üretir, nereye satar, kim kimdir, kim ne zaman muteber ne zaman değildir, neden böyledir gibi bütün eskil kent bilgilerinin hala muteber olduğu ama yeni politik bilginin de bunun üzerine yüklendiği bir place (uzam)dır.

Diyarbakır; örneğin Trabzon, Samsun, Zonguldak, Muğla gibi bir kent değil. Bu kentlerin kentlilik kapasitelerine dair bir söz söylemiyorum: Aksine: Amed'in kendisini modern olmaktan giderek kurtaran ve giderek ortaçağ kentlerine yakınlaştıran bir aurayı kurmasından söz ediyorum: Belediye kadar Kürt Özgürlük Hareketi de bu yeni kuruluşta temeli oluşturmuş, ana yapı taşı olmuş..

Özetle Diyarbakır/ Diyarbeqir/Amed bir tür 'bajare'dir yoldaşlar. Bu yeni kent üzerine biraz düşünmemiz gerekiyor.

Yani kapitalizmin tüm olanak ve kısıtlarına sahip, tamamına dair seconder (informalitenin ve illegalitenin bilgisine da sahip) olan ve öte yandan informative iradesini de hala taşıyan bir bajari'yi ben sosyal bilim literatüründe heüz görmedim.

yeni dönemdeki gözlemlerime gelince:

Kentin insanı-az/çok, katılsın/katılmasın, hepsi bombaların arkında. Havan topuyla rokiten ve kanasın patlamasını ayırt edebilen bir kulağa ve bilince erişmişler. Kimin hangi silahı kullandığını ve kimin bu son patlamada ne'yi yaptığını biliyorlar.
Dehşetli bilinçlerden söz ediyorum. kimin öldüğünü biliyorlar. 20 yıla yakındır alternatif haber alma ağlarına sahip oldukları için dedikodu olarak dolaşan birçok haberin gerçek kaynaklarını ve gerçeğin ne olduğunu da biliyorlar.
Bu ne demek: mesela TR halkı askere gönderdiği evladının ne olacağını, nasıl geri döneceğini asla kestiremez ve bu nedenle kendi devletine biat ederken; Kürtler PKK ile pazarlık edebiliyor, tartışabiliyor, desteklerini nasıl vereceklerini ifade edebiliyor ve birçok askeri stratejiyi mahalle bazında dahi tartışabiliyorlar. Kimin dağda olduğunu, kimin kentte savaştığını, kimin nasıl öldüğünü, kimin hangi nedenle burada durduğunu biliyor ve birbirini onaylayarak ve destek vererek kendisini var ediyor.

Kent savaş içi. Kent : savaşı biliyor.

Sadece Sur değil, aslında kentin tamamı ablukada. Her ikiyüz metrede bir TOMA, askeri araç, Çelikli vb. görüyorsunuz. Aramalar, anlık yol kesmeler, polisin her durdurduğu noktada aşağılamalar....Kesinlikle tahammül edilmeyecek kadar büyük saygısızlık, hukuksuzluk ve rezilliğin birarada gittiği bir kentten söz ediyoruz.

Ama Amed'li başka yola sapıyor, başka bir çare buluyor, yürüyüşe gidiyor, gitmiyor, gitmemeyi bütün şehir tartışıyor, kent kalbini Sur'daki yaşama aktarıyor, halini durumunu Sur'a göre belirliyor, dükkanların malı Sur iyiyse gülüyor, yoksa herkes birden sararıyor...

Amedli öfkesini sakin tutuyor: Evladını berbere götürürken de, alışveriş yaparken de sakin. Akşam yemeğine çıkan orta sınıf Kürtler gaz maskelerini yanına alarak dolaşıyor.Gösteri yapanın yanında yer almasa da kendisini fade edeceği bir zamanı kolluyor. Sakin, soğuk ve öfkeliler. Öfkelerini siyasi ve sosyal temellerini iyi biliyor ve tartışıyorlar:H eylem bir tartışma alanı buluyor. PKK ve kent- PKK ve kırsal alan politikalarını kıyasıya tartışıyor ve eleştiriyor ve yaşamlarını bunun üzerinden kuruyorlar.

Buradaki tartışma ve eleştiri de üstelik bizim bildiğimiz modern/soğuk/olayın-dışında durup-kendisini-söz üzerinden var eden bir kent politikası değil. Aksine Amed kırsallık dayanışmasıyla kentlilik polikitasını örmeye en yakın kent

Davutoğlu veya CB bu durumu 'terör örgütüne destek vermemek' olarak yorumlayabilir.Ama kentin halkı artık soğuk ve amansız bir öfkeye girmiş. Kesseniz kanı akmayacak insanların. Kentin artık en kötümser ifadesiyle dahi, %80'i örgütü, ne olduğunu bilerek, destekliyor.

Özetle: Amed (Diyarbakır) bu kent şiddeti meselesinden büyük bir güç, yeni bir hayat anlayışı ve başka bir sosyal tabakalaşma stratejisiyle çıkmayı başarmış.

Amed böylece baharı bekliyor. Ölümün zaten herkes için makul en büyük çıkış olacağı bilgisiyle imanın tazelemekte, kentli davranışla kapitalizmi tanıyıp tartışmakta, komünalizme yönelik bir yapıyı hazırlamakta..

ve bunların hiçbirisini yapacak zamanı kalmayacağını bilerek de ölümü karşılamakta.

bence Amed şimdi kendisine bir cevap bekliyor.







Reply · Report Post