Âsâ bulamadık; Kurân olur mu?!



Cuma öncesinde, cami girişinde lise yıllarından bir arkadaşımla -tevafuk- karşılaştım. Cuma sonrasında bir saat kadar sohbet imkânı bulduk.

Kurânî Zekâ perspektifine dair "esaslı" şeyler aktardım kendisine. Söylediklerimden/verdiğim örneklerden biri de şuydu.

Hemen herkes "ezberden" Kurân'ın mucize olduğunu söylüyor/"biliyor"... Buna uzman kişiler de dahil. Yani onlar da ezberden konuşuyor.

Şu halde, geçen 1400 seneye rağmen bu ezberi teyit eden çok az somut veri/sonuç var elimizde... Bendeniz, bu alanda stok kontrolü yapmış bir insan olarak Kurân'ın mucize oluşuna ilişkin çalışmalardan elde edilen parlak (?) neticeleri ve bu yolda verilen eserleri 1400 yıllık mâziye kıyasla az görüyorum.

Acıklı hâlimizi, eski arkadaşıma şu benzetmeyle anlatmaya çalıştım.

Kurân karşısında durumumuz, Hz. Musâ'nın âsâsında bir kerâmet (mucize) olduğunu bilen ve fakat ömrü vefa etmediği için bir türlü âsânın diğer yılanları yutan bir ejderhaya dönüştüğünü göremeyen kişi gibi... Çünkü, âsâ ejderhaya dönüşmediği sürece bildiğimiz basit bir ahşap nesne görünümünde...

Kurân, Allah'ın Rasulullah eliyle ve diliyle bize emanet ettiği ve gelecekte "ejderhaya dönüşmesi" programlanmış bir âsâ "gibi" aslında! O bizim elimizde mucize oluşunu ortaya koyacak/çıkaracak... Oysa biz "ejderhaya dönüşmese de olur; böyle âsâ olarak da güzel; biz mucize olduğu biliyoruz ya bu bize yeter" hımbıllığını pek sevmiş görünüyoruz.

İşte bu yüzden, bir taraftan etrafı saran yılandan çıyandan şikâyet ediyoruz; diğer taraftan onları bitirecek Kurân'ı sadece sıradan bir âsâ olarak kullanmanın yeteceğini sanıyoruz?! Ha bu arada yarılması gereken bir deniz de var.

Selam,

Bülend Sungur
20 Kasım 2015

Reply · Report Post