Donetsk halk milisleri komutanı Igor Strelkov ile röportaj


Durum şunu gösteriyor ki, en kötüsünü beklemeliyiz, çünkü şimdi bu sözde meşru Cumhurbaşkanı derhal NATO ülkelerine, Batı ülkelerine dönecek ve yardım isteyecek. Öncelikli olarak askeri destek.
Biz işte o zaman yeni NATO tanklarıyla karşılaşmayı bekliyoruz, helikoperlerler, danışmanlar, eğitmenler, paralı askerler. Daha çok bombardıman olacak, daha fazla askeri birlik gelecek ve kurban sayısı artacak. Poroshenko’nun yemin töreninden “beklentim” bu.
Bu sabah, (7 Haziran 2014) Slavyansk’a komşu Artem’de yine ağır silahlı bombardımanlar gerçekleşti. Orada kontrol noktalarımız sınır hattı boyu yerleştirilmiş olmasına karşın sivil bölgelerdeki evleri bombalıyorlar. Özellikle, roketler burada patladı, burada, Lenin hastanesi yakınında, ve burada ve burada.
Düşman “2 bozuk BMD, APC’lerini imha ettik” diye övünebilir. Daha net söylersek, BMD değil, APC. Sadece APC. Bunları çok önceden parçalarına ayırmıştık, yedek parçalara. İşte bu kalan zırhları vurdular. İmha ettik dedikleri o.
Piyadelere gelince, yaklaşık 5-6’ya karşı 1 gibi bir oranla karşı karşıyayız. Benim bir askerime karşı 6 düşman askeri var. Bu özellikle şehire yakın olan bölgelerdeki askerler için geçerli. Bundan öte, şehri vurmak için özel olarak ayrılmış 50-60 adet ağır silah var. Ayrıca 1-2 Grad sistemi. Bir sürü tank. Bu unsurlarla maalesef 1,5 – 2 km mesafeden doğrudan çarpışmaya giremiyoruz.
Resmin tamamına baktığımızda güçler açısından oran lehimize değil. Düşman bir kısım güçlerini bizim alanımızdan çekmiş ve transfer etmiş ise de, benim söyleyebildiğim kadar, sınırı korumak açısından, yine de, bölgeyi elimizde tutmakta zorlandığımız bir süreç yaşıyoruz. Neticede, öncelikle ve ilk olarak, bizim askeri araçlara, uzun menzilli AA (Anti-Aircraft) unsurları ve ağır silahlara ihtiyacımız var. Çünkü düşman cephanesinin büyük kısmı bizim ulaşamadığımız noktalardan atış yapıyor.
Onlar açısından tamamen güvenli olan uzaklıklardan bizi bombalıyorlar. Yapabildiğimiz tek şey yeri kazıp içine girmek, takviye kurmak, ama onlara herhangi bir şekilde karşılık veremiyoruz. Maalesef, havanlarımız onların ağır havan toplarının olduğu yere ulaşamıyor, bu kadar basit. Hayret edilecek bir şey yok, 240mm gibi kalibreleri göğüslemek zorundayız. Bu silahların yaptığı bombardımanların bıraktığı delikler Semyonovka’da kolayca teşhis edilebilir.
Uzun bir zamandır, herkes için, sadece yüzeysel bir şekilde askeriye ile ilgilenenler için de apaçık ki, henüz yıkılmamış vaziyette olan bir şehre hücum etmek, yıkılmış bir şehre hücum etmekten daha kolaydır. Almanlar, o dönemde, Stalingrad’da bu kuralı doğruladılar. Evet, onlar buna -halkı oradan çıkmaya zorlamaya- güveniyorlar. Doğrusu bu, onurunu kurtarmak için çok basit bir yol.
Halkın önemli bir bölümü, en azından Semyonovka’da ve Çerevkovka’da, şehri terk etti zaten. Semyonovka’da hemen hemen kimse kalmadı, aynısı Çerevkovka için de geçerli. Ve yine de oraya hücüm etmeye yeltenmiyorlar. Çok basit bir nedeni var. İyi biliyorlar ki önemli sayıda kayıp verecekler. Piyadeleri yeterli cesareti sergilemiyor, ne hücumda ne savunmada. Onların mevzilerine, kontrol noktalarına, silahlı araçlarına yaptığımız kesin vuruşların intikamını alıyorlar. Hırslarını sivil bölgelere “carpet bombardıman” yaparak alıyorlar. Teoride, bizim pozisyonumuza ateş ettiklerine inanıyor olmaları mümkün, fakat vurdukları alanların %90′ı askerimizin olmadığı yerler.
Nikolaevskaia’da elektrik güç kaynağına saldırılar yaptılar. Sadece bizim şehrin elektriğini kesmek için değil, Donbass bölgesinin büyük kısmındaki bir çok şehrin elektriğini kesmek için özellikle onu etkisiz kılmak istediler. Bu saldırı, doğrudan kent ve sanayi bölgelerine elektrik sağlayan alt yapıya yapılmış bir saldırıydı. Aynı şekilde, sanayi bölgelerine yönelik olarak devam eden bombardımanlar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Sonuçta sanayi kompleksimizin kasten yok edilmesine tanık oluyoruz. Bunu şuna benzetebiliriz. Ukraynalıların şöyle bir benzetmesi, bir deyişi var: “Yiyemesem de ısıracağım.” Bir diğeri, “Benim olmayanı kimseye yâr etmem.”. Doğrudur.
Ben, sadece, şu anda Luhansk ve Donetsk illerine kalkan görevi üstlenen Slavyansk bölgesinin değil, fakat tüm Luhansk ile Donetsk bölgesinin savaş alanına döneceğini ön görüyorum. Şu çok açıktır ki bu askeri operasyonu kimse durdurmayacak, kimsenin niyeti yok sona erdirmeye.
Bundan öte, azgın savaşta küçük gerilla gruplarına karşı kullanılan askeri unsurlar devrede. Doğrusu bu unsurlar biraz gereksiz. Şöyle diyelim, kuş vurmak için top atıyorlar. Bunların hepsi devam edecek, Donetsk, Gorlovka, Maleevka, Luhansk’a taşınacak, tüm diğer şehirler ve bölgelere. En azından bu Ukrayna ordusu böyle davranıyor. Ukrayna ordusunun yaptıklarına bakılarak bu sonuca varılabilir. Bu insani bir felakete dönüşecek. Sadece bir şehir ölçeğinde de değil. Bölgesel, muhtemelen dünya çapında bir felaket. Bunu söylüyorum, çünkü orada, o bölgede bu aptal, profesyonel olmayan, düşüncesiz savaş makinesinin hedefi olacak 6 milyon insan var. Gerillalar (ve biz doğrusu gerillayız), yani milisler, şehirleri savunabilmeyi bildiklerinden, piyadeleri ve hatta düşmanın tank saldırılarını püskürtebiliyorlar. Fakat maalesef biz bölgeyi hava saldırılarından ve ağır silahlı bombardımanlardan koruyamayız. Aynı şekilde [ağır silahları ve hava kuvvetlerini] yok edemiyoruz. Çünkü karşı güçle aramızdaki güç oranı rahatsız edici boyutta aleyhimize. Kaç gönüllü sahaya çıkarırsak çıkaralım (ve biz zaten hepsini silahlandıramıyoruz, bu zamana kadar her şeyimiz eksik: tüfek, cephane, uçaklara karşı unsurlar, ve, en önemlisi, anti-tank silahları içeren anti-tank sistemlerimiz yok), hatta gerekli her türlü ekipmana kavuşsak ve çatışmalarda Ukrayna ordusunun düzenli güçlerine karşı koyabilsek bile, yine de insani bir felaket getirir bölgeye. Maalesef, barış güçleri olmadan (ben elbette Rus barış güçlerinden bahsediyorum, bizim tarafımızdan başka barış güçleri barış gücü olarak kabul edilmez burada) bölge kanlı bir kaos ve hukuksuzluğa doğru gidecek. On yıllardır inşa edilen her şey yıkılacak. Luhansk Cumhuriyeti de kendini çok çetin bir askeri durumun içinde buluyor, onlar kendi bölgelerini, şehirlerini ve insanlarını korumayı düşünmeli. Not olarak düşebileceğim şudur, biz faaliyetlerimizi Lesichansk’taki garnizonla koordine ediyoruz. Bu garnizon bizim komando yapımızda yer alabilmek için istekte bulundu. Bu garnizon ile birlikte biz cephenin bu tarafını savunuyoruz.

Soru: Poroşenko Putin’e “en yakın zamanda, savaş bitecek yada durdurulacak, bir şekilde”, diye söz verdi. Sizce bununla ne demek istedi?
Cevap: Ben şuna inanıyorum, demek istediği Ukrayna ordusu tüm Donbass bölgesini ezip geçecek, gayrı meşru Kiev yönetimine karşı çıkan herkesi, Rus milletine karşı ayrımcılığa isyan eden herkesi yok edecekler, ve bu şekilde, savaşı böyle bitirecekler. Sanırım düşündükleri bu. Sözde “Maidan”ı sponsor eden bir oligark; daha adayken en savaş yanlısı söylemleri kullanan ve aşırı pozisyonlar alan ve bir kukla olan, doğrudan ABD tarafından kontrol edilen bir oligark, bir günde yada bir gecede değişmez.
Elbette söylemek istediği şey, emirlerini zorla uygulamayı planlıyor. Demir yumrukla. Cezalandırıcı operasyonların yumruğuyla. Krasniy Liman örneğinde açıkça gördük emirleri nasıl empoze ettiklerini. Bu yüzden biz, tabi ki direneceğiz son adamımıza kadar. Biz başarıyla direneceğiz, bunu tekrar söylüyorum. Gerçek sorun kendimizi savunamamak ya da Ukraynalı güçlerin saldırılarına karşı koyamamak değil. Bu savaş böyle belirsiz şekilde devam ederse bölge insani bir felakete sürüklenecek. Sonuçta Rusya milyonlarca kızgın, yerinden yurdundan edilmiş, fakirleşmiş sığınmacı almak zorunda olacak. On yıllar, hatta yüz yıllar boyu inşa edilen her şey yıkılmış olacak.
Biz devam edeceğiz galip gelmeye, tekrar ve tekrar, her cephede. Hiç bir yerde kayda değer bir zafere ulaşamadılar. Krasniy Liman’da, yüz garnizyondan birini, 3000 kişilik bir güçle ve her taraftan gelerek alt edebildiler. Buna rağmen yani... Ve nerede az çok eğitimli, sayıca fazla ve bir şekilde sağlam bir güce karşı savaşmaları gerekse genelde yenilgiye uğradılar. Bir adım bile ilerleyemiyorlar. Taktikleri şundan ibaret: araziyi birliklerle doldurmak, tanklarla, APClerle ve ağır silahlara, sayı ve ekipman açısından eşitsizliğin avantajını kullanarak kendilerini savunacaklarını ümit etmek. Biz onları pozisyonlarından püskürtemeyiz. Karaçun Dağı’nda pozisyonları bu yaklaşımın bir örneği. Bizim onları Karaçun’dan püskürtememizin öncelikli sebebi, oradaki güçlerinin bizim garnizyonumuzdan (Slavyansk) 3 kat fazla olmasıdır.
Bizim milislere karşı onlarda eski olmasına rağmen etkili olan “metal” (askeri araç, ekipman vs) varken, bizim harikülade yüksek bir moralimiz ve savaşma ruhumuz var, savaşçılarımız çok motive.
Ukrayna medyasının yalanları bitmek bilmiyor. Öylesine dayanaksız yalan söylüyorlar ki, Goebbels onları kıskanırdı. Mezarında ters dönüyordur şu an. Ve böylece şunu sağlamaya çalışıyorlar: onlardan başka kimse bilgiyi sağlamayacak. Ve bundandır Batı medyası, büyük ölçüde, Ukraynalı meslektaşlarla birlikte oynuyor, ve sadece Ukrayna’nın işlerine yarayan bilgileri sunuyorlar. Rus medyası doğal düşmanları oluyor. Neticede Rus medyasını doğrudan düşmanları gibi görüyorlar bilgi savaşında.
Onlar uluslararası hukuk ve normları hiç umursamadılar. Örneğin, misket bombası ve benzeri yasadışı silahlar kullanıyorlar. Ateş ediyorlar ve doğru işaret ettiğiniz gibi, tüm şehri yeryüzünden siliyorlar. Şehirleri bombalıyorlar. Buna devam edecekler, en vahşi şekilde, artarak. Çünkü yaptıklarına karşın etkili bir muhalefetle karşılaşmıyorlar. Başka taktikleri yok. Sayıca üstün olmalarına karşın yüz yüze bizimle çarpışmak için bizim pozisyonlarımıza saldırmaktan, silahlarını alıp saldırıya geçmekten acizler. Ne zaman ki piyadeleri yüz yüze çatışmayla karşılaşıyor, geri çekiliyorlar. Tanklarla desteklendiklerinde bile geri çekiliyorlar. Tanklarını terk edip geri çekiliyorlar. Piyadelerinin çatışmaktan aciz olduğunu anlıyorlar. Tek seçenekleri uzaktan bombalamak, tekrar ve tekrar, ve mümkün olan en büyük yıkımı sağlamayı umuyorlar.

Reply · Report Post