ALLAH'us-SAMED (İhlas Sûresi)

Meşhur ateist, bu defa SAMED kelimesinin peşine düşmüş...

http://nisanyan1.blogspot.com/2013/09/allahus-samed.html

Altına düşülen yorumlardan birinde, sonuç nedir; anlamı nedir diye sorulmuş...

Buradan müdahil oldum ve şu satırları kaleme alarak ilgili yazı altına yorum bıraktım...

[[[[[Sonuç hakkında - izninizle - bir kaç kelam edeyim...

Kurân MÜBİYNdir! Ayrıca, yazıda aksi yönde vurgulanmasına rağmen lisanı da MÜBİYNdir! Bütün bu cevabı aranan soruların varlığı veya SORUN diye algılanan şeyler geçmişi geleceğe bağlayan ve Kurân'ı zaman aşan bir ilâhî kitap hâline getiren SIRLARDIR! Bu söylediğim, bazıları için EZBER olabilir! Fakat, benim ezberim değildir! Çünkü ilim ezber kabul etmez! İman da öyle!

SAMED'in Kurân'a göre semantiği VÂLİD ve MEVLÛD olMAmaktır!

Ateistler, EZBER biçimde "Yaratıcı varsa, onu kim YARATTI?!" diye sorarlar... SAMEDÂNİYYET bu soruyu ateistler için tashih eder ve ardından cevabı verir...

Soruları aslında şöyle olmalıdır!

"Bir yaratıcı varsa onu kim DOĞURDU?!"

(Olimpos Dağı’nın çocukları, bu hususu kavramış (!) olacaklar ki çok tanrılı (karılı/kocalı, erkekli/dişili) bir mitoloji geliştirecek kadar tekâmül (!) etmişlerdir! Darısı ateistlerin başına!)

Ateist, YARATIM fiilini/olgusunu reddettiği için, sorusunu yukarıdaki şekilde tashih etmelidir! *

Yaratıcı, bu sualin cevabını DOĞMAMAK ve DOĞURMAMAK kaydıyla açıklar! Bunu da SAMED ismi/sıfatıyla vurgular!

İlâhiyatçıların, geçmiş dönem ulemâsının müzâkerelerinden/tefsirlerinden çıkan sonuçların çokluğu kafaları karıştırmaya müsaitse de, Kurân bu nâkısalardan berîdir!! Her şeyin bir zamanı vardır! O zamana erişilince, sorular cevaplarına kavuşur!

Önemli olan, hakikat olan ÖZdür! Teferruat özü tezyin eder ve destekler! Tezyine tekabül eden ihtilafları DEVE yapmak; Kurân'ın hakikatine uzaklaşmak ateistler için anlaşılabilirse de, muvahhitler için hamakattir!

Kurân, SAMED’i belirginleştirmek için aynı surede EHADİYYET’i ayrıca tespit eder ki, teorik fizikteki bilimsel TEKİLLİK’den (Singularity) mülhem MUTLAK TEKİLLİK diye tercüme edebiliriz!

Buna mukabil, Kurân SAMED’i inceleyen ehli tecessüse ev ödevi vermeyi ihmal de etmemiştir!

BAAL-SAMAD diye söze girenlerin, Kurân’daki SAMED’siz BAAL’i incelemeleri ; Baal’in Kurân’da neden bütün anlamlarıyla ayrı ayrı kullanıldığına kafa yormaları gerekir!

Neden, SAMED Kurân’da bir yerde geçer de, BAAL üçten fazla yerde geçer??? **

Mr. Semazen

*Bu hususta, aceleyle tepki vermek yerine derin derin tefekkür edilmesi evlâdır! Aynı zamanda, İslâmî literatürde bu nüansa temas eden adresler varsa –ben karşılaşmadım- bilgisinin bize ulaştırılmasından memnuniyet duyarım!

** Saffat: 125, Hûd: 72 vd. ]]]]

Evet, böyle yazdım ve gönderdim! Ama bu da önceki bir çoğu gibi sansürü aşamadı!

Şimdi, yukarıda SAMEDANİYYETİN tashih ettiği soruya bir kez daha temas edelim! Muhtemelen, bu yazdığımı -ilk kez yazdım - okuyan hiç kimse ilk okumada anlamadı?!

Mesele şu!

Yaratıcı (yaratılış/yaratım) dinlerin, peygamberlerin, müminlerin varlık (varoluş/kâinat) tezidir!

Bu tez karşısına geçen ateist pişkin pişkin şu soruyu soramaz!

"Mâdemki bir YARATICI var?! Peki onu kim YARATTI?!"

MANTIK buna izin vermez! Mantığın onaylamadığını AKIL; aklın onaylamadığını BİLİM onaylayamaz!

Çünkü, YARATICI/YARATILIŞ bizim tezimidir! "Yaratıcıyı kim yarattı; onu da bir yaratan olması lâzım gelir..." diyebilmek için önce YARATILIŞI/YARATIMI kabul gerekir ki, ateistlerin bunu daha en başta reddettikleri mâlumdur! Bunu kabul etmeyenlerin böyle bir soruyu öne sürmeleri muhaldir!

Dolayısıyla, onların sorabilecekleri, düşünebilecekleri tek şey -önerme olarak- yaratıcının DOĞURULMUŞ olması gerektiğine dairdir!!!

Soru bu şekilde tashih edildiğinde, sorudaki tashih öncesi cambazlık bütün çıplaklığıyla görünür olur!

Bilmiyorum; anlatabildim mi?!

Selam,

Mr. Semazen




Reply · Report Post