Sayın Edip Yüksel,

Sizin samimi hitaplardan hoşlandığınızı, sizli-bizli konuşmalardan hazzetmediğinizi biliyorum. Buna mukabil ben de, iki insan arasında samimiyet kuruluncaya kadar resmi hitapların/sizli-bizli hitapların iletişimin kalitesine hizmet ettiği düşüncesindeyim. Buna dayanarak, sosyal medyada -bir yazım kuralı olarak- bu usulden taviz vermiyorum.

Sn. @serdengeçti52'inin videosunu izledim. Çok önemli gördüğüm için hem size hem de @serdengeçti52'ye görüşlerimi iletmek istiyorum.

1) Tasavvuf, tarikat, manevi terbiye, velâyet, kemâlât mevzularında ifrat ve tefrit arasında gezinen bir İslam dünyası var! Bu çok acı!

Cübbeli Ahmed Hoca'nın videoya yansıyan sözleri, yansıdığı kadar ise SON DERECE SAKINCALI! (İFRAT)

Yansıyan sözleri şöyle duydum ve algıladım...

KEŞF YOLUYLA MÂLUM---> İLÂHÎ TECELLİ---> ETE KEMİĞE BÜRÜNME---> MAHMUD HOCAEFENDİ

Yanlış! Yanlış! Çok yanlış!!

2) Tasavvuf, tarikat, irşat "hâlis" olmak kaydıyla vardır; var olmaya devam edecektir! Bunun bir tek istisnası Tarik/tarikattır... Uzun mesele girmiyorum... Mânevi arınma ve tekâmül konusunda insandan insana akseden feyizlerin ehemmiyeti hayatîdir! İfrattan da tefrite düşmekten de kaçınmak gerekir!

3) Sizi, başta rahmetli babanız olmak üzere pek çok insanın o iki âyet sebebiyle tekfir ettiğini duyuyor, biliyorum. Tevbe Sûresinin son iki âyetine dair o kanaatinizde KESİNLİKLE yanılıyor olmanıza rağmen, yanılgınız Kurân'ın bütünlüğü ve korunmuşluğuna dair 19 kodlu bir esasa güveninizden kaynaklanıyor! Yânî, keyfî, nefsî bir ret sözkonusu değil! Dolayısıyla, ben sizin/siz benim müslüman/mümin kardeşiyiz! 19 sistemine ilişkin hesap hatalarının giderilerek, Kurân'ın 19 kodunun tereddütsüz bir kıvama gelmesi için Cenâbı Mevlâ'ya niyazım var!

4) Nasıl, fütursuz biçimde tekfire karşıysam, ona buna "şirk" yaftası yapıştırılmasından da rahatsızlık duyuyorum. Meselâ, videodaki sözlerinizde "Efendi" kelimesine, bu kelimenin Peygamberimiz başta sevdiğimiz saydığımız şahsiyetler için kullanılmasına itiraz ediyor; EFENDİ=RAB'dır görüşünüzü dile getiriyorsunuz...

Oysa, biraz dikkat edersek kesin olarak görürüz ki EFENDİ=SEYYİD'tir... Peygamberimiz başta bu kelimenin sevdiğimiz saydığımız insanlara iltifat sadedinde kullanılmasında Kurân'a göre hiçbir sakınca yoktur! Âli İmran:39'uncu âyet Hz. Yahya için açık biçimde SEYYİD sıfatını kullanmaktadır!

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=3&ayet=39

Ayrıca, Yûsuf:25 ve Ahzâb:67'ye bakılmalıdır:

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=12&ayet=25

http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=33&ayet=67

"Efendi" kelimesi sâdece Osmanlıca ve Türkçe'ye değil, Mısır Arapçası'na dahi geçmiştir ve kesinlikle Arapça Seyyid'in karşılığı olarak kullanılmaktadır! Nitekim, klâsik ve günümüz arapçasında Peygamberimizden ve diğer saygın kişilerden hep "Seyyid" sıfatıyla bahis açılmaktadır. Dolayısıyla, "Efendi" kelimesinde sakınca görmeye devam edecek olursanız, bu sakıncayı sâdece Türkçe konuşulan coğrafyaya tahsis etmek durumundasınız... Çünkü, Araplar Kurân'a uygun olarak din büyüklerinden "Seyyid" diye bahsediyorlar...

Efendi kelimesi için hiç hazzetmediğim bir referans vermek durumundayım... Bkz.

http://www.nisanyansozluk.com/?k=efendi

Kezâ, bunun gibi "Hazret" kelimesinde de hiçbir Kurânî sakınca bulunmamaktadır.

http://www.nisanyansozluk.com/?k=hazret

Hazret, Seyyid'in alternatifinden başka bir şey değildir!

Selam,

N_S
http://www.kuranizeka.com

Reply · Report Post